Osmanlı Saray Mutfağında;
Osmanlıya son gelen ürünlerden patates (19. Yy. son çeyreği) Devlet vergiden muaf tutarak ve valiler vasıtasıyla ekimi teşvik ediliyor. köstebeklerin ürüne zarar vermesinden dolayı devlete yapılan şikâyetin karşılığında afyon sandıklı mahkemesinin kararında (murasile):
“hayvanatı muzırra’dan, köstebek namı mahluk; sandıklı köyündeki Apikoğlu Mehmet’in ilgili mevzideki ekilen olan patates mahsulüne zarar ihras ettiğin istima olunmuştur. Eğer mahsule zarar vermeye devam edersen Allah’ın ve peygamberin laneti üzerine olsun. ” demiştir.
Daha sonra yetkililerin konudan haberdar olması üzerine ilam – yazan memur görevinden azledilmiştir..!
Osmanlı Saray Mutfağında ve Ahalide;
Pırasa Osmanlı mutfağına yine sonradan gelen bir sebze ama önceleri çiğ olarak yenildiği için bir kısım halkta rahatsızlık uyandırıyor. Halk arasındaki bu belirsizlik şeyhülislama kadar dayanıyor. Kanuninin şeyhülislamı ebu suhud efendinin fetvası var (çiğ yendiği için) pırasa demekle mağfur nesneyi yemek olur mu?
El cevap:
Olur ama mescide gitmeyecek..!
1270 senesinin Recep ayının 27. günü gelen ve “Neşetabad Sahil Saray-ı Hümayunu”nda “21” gün kalan veliaht Napolyon’ için kaldığı sürece hazırlanan yemeklere gerekli olan malzemelerden
Sebze Grubu olarak;
havuç, pırasa, bakla, enginar, karalahana, bamya, maydonoz, ıspanak, ebegümeci, salata, hindibağ, kereviz, semizotu, taze asma yaprağı, soğan, dereotu-nane, patates, meyve olarak limon, portakal, turunç, kestane, elma, üzüm, armut, incir, fındık, üvez vardir.
Osmanlı Saray Mutfağındaki Ziyafetlerde;
Burani-i isfanac, peşinden muhtelif sebze ve meyveleri sürüklüyordu, örneğin sebze olarak kabak, patlıcan (badıcan) ve taze lahanayı (kelem-i taze). Dolmaların tercih edildiği açıktı. Dolma sadece saydığımız sebzelerden yapılmakla kalmıyor, pek çok kılığa bürünebiliyordu.
Kâtipler dolma-ı elma, dolma-ı karpuz ve dolma-ı ayvayı da kayda geçirmişlerdi. Ayva dolması halen Anadolu’nun bazı yörelerinde çok itibar görür.Bütün bu yemekler, belki de ziyafetin çoğu kez olduğu gibi et ve tatlı çeşitlerinden oluşan ana bölümüne geçişi hazırlayan bir başlangıç olarak kabul edilmelidir.
Hangi sebze ülkemize ne zaman geldi?
Domates
Domates, patlıcangiller ailesinden, anavatanı Güney ve Orta Amerika olan, meyvesi yenebilen otsu bitkidir. ABD'de 1893 yılında mahkeme sebzelerle birlikte saklanıp yenildiğinden onu sebze diye sınıflandırıldı. Bolivya ve Peru da yabani sarı renkli bir domates türü bulunmuş ve sonra Meksika'da yetiştirilip, Kristof Kolomb'un Amerika'yı keşfinden sonra Avrupa'ya gemilerle gönderildi. Domates ülkemize 1800'lü yılların başında geldi.
Patates ülkemize ne zaman geldi?
Günümüzde çağdaş botanistler patatesin anavatanının Güney Amerika olduğu konusunda uzlaşmışlardır. Öyle ki patates And dağları'nda yabani türler olarak belirmiş ve buradan Kolombiya ve Venezuela'ya oradan da Şili ve kuzey Arjantin'e gelmiştir. En sonunda tüm türler Peru'da ekilmeye başlamıştır. Patates ekimine dair günümüzdeki tek kanıt yaklaşık 7.000 yıl önce Peru'da gerçekleşmiş olmasıdır. Patatesi Avrupa'ya ilk kez İspanyalı bir fatih olan Pedro Cieza de León getirmiştir. İsmini Quechua dilinden alan patates, aynı yıllarda İspanya'da ekilmeye başlandı.Ülkemize gelişi 1800'lü yılların sonuna doğrudur.
Enginar
Nedir? Enginar Nerden Geldi?
Ana Vatanı Habeşistan olduğu tahmin edilen bitki önce eski Mısırlılar sonra bütün Araplar arasında yayılmıştır. Türkiye'de Marmara ve Ege bölgesinde bahçelerde yetiştirilir. İlkbaharda çıkan yazın müjdecisi bir bitkidir. Mavi-mor renkli çiçekler açan, 50-150 cm boyunda çok senelik otsu bir bitkidir. Killi, kumlu ve rutubetli topraklarda yetiştirilir.
Lahana
mutfagimiza ne zaman geldi?
Lahananın anavatanı olarak Kuzey Avrupa ülkeleri ve Baltık denizi kıyıları kabul edilmektedir.Lahana denize yakın, rutubetli olan tüm Avrupa kıyılarında geniş bir yayılma alanı bulmuştur. Fransa'nın Atlantik kıyıları, İrlanda ve İngiltere'nin güney kıyılarında yabani olarak yetişen lahana formları bulunmaktadır.
Biber ülkemize ne zaman geldi?
Biberin anavatanı Güney Amerika'dır. Dünya çapında çok sevilen biber ülkemize Osmanlı zamanında gelmiştir. Zamanla en çok yetiştirip tükettiğimiz sebzelerden biri haline gelmiştir. Taze ve toz halinde çok miktarda tüketilir. Biberin salça, sos ve yemeklik olarak kullanılan pek çok farklı çeşidi vardır. Biber anadoluya 15 ve 16. yy.'da gelmiştir.
Ispanak nedir? Ispanak nereden geldi? Ispanağın faydaları nelerdir?
Ispanağın anavatanının güney Türkistan, Kafkasya, Nepal yani batı Asya olduğu kabul edilmiştir. 2000 m yükseklere kadar çıkabilen bir sebzedir. Koyu yeşil yaprakları vardır. Doğu Karadeniz bölgesinde çok sınırlı olmak üzere, bunun dışındaki bütün bölgelerimizde yetişebilen ve büyük miktarlarda üretilen bir sebzedir. Ispanak sıcak bölgelerimizde yaz sonlarında ve kışın, soğuk yörelerimizde ise kış ve ilkbahar döneminde üretilir. Kış mevsimi boyunca bütün bölgelerimizde tüketilen bir sebzedir.
Patlıcan
nedir? Patlıcan nereden geldi? Patlıcan faydaları nelerdir? Patlıcan ülkemize ne zaman geldi?
Patlıcan, bilimsel adıyla Solanum melongena, Solanaceae familyasına ait olup, ılık iklimlerde tek yıllık, tropik iklimlerde ise küçük bir ağaç şeklinde büyüyen bir kültür bitkisidir. Patlıcanın ilk yetiştiriciliği M.Ö 5.yy'da Hindistan'da gerçekleştirilmiştir. Bu tarihten sonra Afrika'ya sonra Doğu Akdeniz'e ve Avrupa'ya getirilmiştir. Avrupa'ya getirilmesi 16. yy'da İspanyollar tarafından gerçekleştirilmiştir.
Pırasa ülkemize ne zaman geldi?
Pırasanın ilk olarak Akdeniz kıyısındaki çorak alanlarda ortaya çıkmış olması olasıdır. Günümüz pırasasıyla ilgili olan bu yabanî pırasa "opium" a benzeyen uyuşturucu bir madde olan "lactucarium" içermekteydi. Romalılar, uykuyu kolaylaştırması için pırasayı yemeklerin sonunda yiyerek, bitkinin bu özelliğinden faydalandılar. Mısırlılar da erken çağlarda pırasayı kullandılar. Oldukça fazla tür sayısı mevcut olmasına karşın, pırasanın gerçek kökenini belirtmek neredeyse imkânsızdır.
Karnıbahar ne zaman mutfagimiza girdi?
Vatanı Doğu Akdeniz bölgesi olan 2 yıllık otsu bir bitkidir. Yaprakları koyu yeşil, çiçekleri beyaz veya sarımtıraktır. Kış sebzelerindendir. Lahanaya benzer. Aslında, lahananın çiçek saplarının kısalıp etlenmesiyle lahanadan türemiştir. Yenen kısmı, henüz açmamış yoğun çiçek durumudur. Yurdumuzda; güzlük turfanda karnıbahar, kışlık karnıbahar ve mart karnıbaharı olmak üzere üç çeşidi vardır.